Sürgün ve Hafıza

Salı, Mayıs 28, 2024

Yıldız Teknik Üniversitesinde gerçekleştirilen “Bulgaristan’dan Türklerin 1989 Zorunlu Göçü: 30 Yıl Sonra Göçmenlerin Algıları” başlıklı uluslararası sempozyumda sunulan bildirilerin makale hâline getirilmesiyle ortaya çıkan Sürgün ve Hafıza isimli eserde, Bulgaristan’daki soydaşlarımıza yönelik etnik temizlik ve asimilasyon girişimleri ve 1989 Zorunlu Göçü kapsamlı bir şekilde ele alınıyor.

Bulgaristan’da 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası idarenin el değiştirmesiyle Türkler bu topraklarda azınlık durumuna düştü, bu tarihten sonra dönem dönem baskılara maruz kaldılar ancak hiçbirisi 1946-1990 yıllarını kapsayan Komünist Parti iktidarında yaşanan zulümlerle kıyas edilemezdi.

Komünist Parti’nin 1984 yılında uygulamaya koyduğu "Yeniden Doğuş" adı verilen program kapsamında Türkler isim değiştirmeye zorlandı, Türkçe konuşanlara para cezaları kesildi. Sünnet yasaklandı ve Türklerin dinî vecibelerini yerine getirmesi engellendi, Türk kültürüne ait unsurların kullanımı yasaklandı. İnsan onuruna aykırı bu uygulamalara tepki gösteren; diline, dinine ve kimliğine sahip çıkan Türkler işkence adası olarak bilinen ölüm kampı Belene’ye gönderildi. Bu sosyal, kültürel ve dinî soykırıma karşı barışçıl protestolar düzenleyen Türklere silahlı müdahale ile karşılık verildi.  İçinde kadın, çocuk ve yaşlıların da yer aldığı göstericilere ateş açılmasıyla 18 aylık Türkan bebek annesinin kucağında şehit oldu.

Protestoların ülkenin farklı noktalara yayılmasıyla Komünist rejim Türk azınlığı sınır dışı etmek için harekete geçti. 1989 yılında yoğunluğu artan, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da görülen en büyük göç hareketi sonucu 360 bin soydaşımız Bulgaristan'dan Türkiye'ye geldi.

Soydaş ve akraba topluluklarla sürdürdüğümüz ilişkileri her alanda diri tutmayı hedefleyen Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı; Avrupa’nın en büyük kitlesel göç dalgası özelliği taşıyan 1989 Zorunlu Göçü’nün hafızalarda yer etmesi ve sonraki kuşaklarda konuyla ilgili farkındalık oluşturulması amacıyla farklı kurum ve kuruluşlar, üniversiteler ve sivil toplum örgütleriyle iş birliği içinde; anma programları ve sempozyumlar düzenlemekte aynı zamanda belgesel, kısa film, almanak ve belgesel kitap gibi çeşitli çalışmalar yürütmektedir.

Bu bağlamda; Yıldız Teknik Üniversitesinde gerçekleştirilen “Bulgaristan’dan Türklerin 1989 Zorunlu Göçü: 30 Yıl Sonra Göçmenlerin Algıları” başlıklı uluslararası sempozyumda sunulan bildirilerin makale hâline getirilmesiyle ortaya çıkan Sürgün ve Hafıza isimli eserde, Bulgaristan’daki soydaşlarımıza yönelik etnik temizlik ve asimilasyon girişimleri ve 1989 Zorunlu Göçü kapsamlı bir şekilde ele alınıyor.

Kitabın “BKP Rejiminde Zorla Asimilasyon Baskısı, Şiddet ve Zorunlu Göç” adlı ilk bölümünde “Türklerin Hatıralarında Bulgaristan’da Komünist Rejimin Toprakları Kamulaştırması ve Tarım Kooperatiflerinin (TKZS) Kurulması”, “1989 Zorunlu Göçüne Maruz Kalmış Bir Bulgaristan Türkü Olarak ‘Osmanlı’yı Tanımak”, “Cezaevlerinde ve Toplama Kamplarında Tutuklu Kalan Mağdurların Anılarında 1989 Yılı Öncesi Bulgaristan’daki Siyasi Şartlar”, “‘Yeniden Doğuş’ Adlı Asimilasyon Sürecinde (1984-1989) Gözaltında İşkence ile Öldürülmelere Bir Örnek: Şehit Ali Osman Ali”, “Asimilasyon Sürecinin Türk Diline Etkisi ve Bulgaristan Türkleri Perspektifinden Değerlendirilmesi”, Türkiye-Bulgaristan İlişkileri Bağlamında 89 Zorunlu Göçü ve Pomaklar” ve “The 1989 Exodus of Turks from Bulgaria Revisited” başlıklı makaleler yer alıyor.

Kitabın “Zorunlu Göç Travması ve Göçmenler: Uyum, Örgütlenme ve Hatırlama” adlı ikinci bölümü ise “Göçün İnsanlar Üzerindeki Etkisinin Sosyal Bağlamda Araştırılması: Edirne’den Bir Örneklem”, “Sınır Ötesi Mekânlarda Bölünmüş Çocukluk: Bulgaristan’dan Türkiye’ye Çocuk Göçleri”, “1989 Göçünün İlk Yılları: Bulgaristan Göçmeni Kadınların Vatandaşlık Deneyimleri”, “Bulgaristan Göçmenlerinin Türkiye’de Kurdukları Dernekler ve 1989 Zorunlu Göçü’nün 30. Yılına Dair Yapılan Etkinliklerin Değerlendirilmesi”, “1989 Zorunlu Göçü Sonrası Bulgaristan Türkleri”, “Bulgaristan’da 1984-1989 Zorunlu Asimilasyon ve Etnik Temizlik Mağdurlarının Anma ve Yas Günleri” ve “Dismissed Knowledge: Representation of the Muslim Minorities in Bulgarian Textbooks” başlıklı makalelerden oluşuyor.

Kitabın “Tanıklar Konuşuyor” başlıklı 3. bölümü münferit ve örgütlü farklı mücadelelerin anlatıldığı çeşitli anılardan oluşurken,  kitabın “Değerlendirmeler” başlıklı 4. bölümü ise “Göçler, Terminoloji ve 1984 Yılı İzlenimleri” ve “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Günümüz Bulgaristan Coğrafyasından Türkiye’ye Yapılan Göçlerin Kısa Tarihçesi” başlıklı makaleleri içeriyor.

“Kronoloji” bölümünde kitabın incelediği tarihî olayların ve bu olayları tetikleyen gelişmelerin kronolojik bilgisine de ayrıca yer verilmiş. Son olarak ise “Göç Kararının Kime/Neye Bağlı Olduğu”ndan “1990 Mayısına Kadar Zorunlu Göçe Tabi Tutulan Türklerin Bulgaristan’dan Geldikleri Bölgeler”e kitabın ele aldığı pek çok farklı olgu ve olayı inceleyen tablolardan oluşan bir “Tablo Listesi” bölümü mevcut.

Tüm bu içerik özellikleriyle Sürgün ve Hafıza geçmişten bugüne Bulgaristan Türklerinin hafızalarındaki ve yaşamlarındaki etkileri süregelen “sürgün” gerçekliğini derinlemesine incelemekle kalmıyor bu alanda çalışma yapan akademisyen ve öğrenciler için de bir kaynaklık teşkil ediyor.

Sürgün ve Hafıza'yı okumak için tıklayın.


İlgili Haberler

telve
Telve

Dilara Gündüz’ün “Avusturya Göçü’nün 60. Yılı” sergisi, sadece fotoğraflarla değil, aynı zamanda derin insan hikâyeleriyle de

Perşembe, 21 Kasım 2024

baglar
Bağlar

Aliya’nın yakın dostu Mustafa Spahic ile Aliya ile tanıştığı yıllardan bugüne Aliya’yı ve onun düşünce mirasının anlamını kon

Çarşamba, 20 Kasım 2024

duyurular
Duyurular

Sözleşmeli Bilişim Personeli Alım İlanı

Çarşamba, 20 Kasım 2024