Berlin’de Bir Millî Şair: Mehmet Âkif Ersoy
Mehmet Âkif; Berlin’de kaldığı günlerde, Çanakkale Savaşları bütün dehşetiyle devam ediyordu. Savaşın durumu her an merakını cezbediyor, Âkif sık sık son durumu öğrenmeye çalışıyordu. Savaşın seyrini Berlin’deki askerî ataşemiz Ömer Lütfi Bey’e soruyor “Çanakkale ne olacak?” diyordu. Uzakta olmasına rağmen aklı Çanakkale’deydi. Her türlü teknik imkânla Çanakkale’ye saldıran güçler, galip gelerek “Hilal”in hâkimiyetine son vermişler miydi? Âkif, bu endişelerini “Berlin Hatıraları”nda anlatıyordu. devamını gör..
HafızaBulgaristan Türklerinin Kimlik Mücadelesinin Sembolü: Türkan Bebek
Türkan Bebek; isimlerinden vazgeçmeyen Bulgaristan Türklerinin kimlik mücadelesinin en küçük şahidi olarak henüz iki yaşını doldurmadan annesinin kucağında şehit edilmişti. Türkan Bebek bu kısa ve sonu hazin hayat hikâyesiyle Bulgaristan Türklerinin direnişinin sembolü hâline gelmiş oldu. devamını gör..
HafızaAnadolu’dan Dünyaya Yayılan Kültür: Türk Kahvesi
İçecek olarak 14. yüzyılda kullanılmaya başlanan kahvenin ilk defa nasıl ortaya çıktığına dair kesin bir rivayet bulunmamakla birlikte, geçmişten bu yana kahvenin asıl vatanı Yemen olarak kabul ediliyor. Ana vatanı Yemen ve Habeşistan coğrafyası olmasına rağmen kahve Anadolu’da öyle sahiplenilmiştir ki 2013’de “UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi ”ne “Türk kahvesi ve geleneği” olarak girmiş ve tescillenmiştir. devamını gör..
HafızaBu Kez Kadınlarımız Almanya’nın Yolunu Tutar
60’lı yılların sonunda Alman işverenler özellikle elektronik ve tekstil işleri için Türkiye’den kadın işçi talep etmeye başlar. Çünkü hem kadınlara daha az maaş verilmektedir hem de kadın parmakları ince işçilik için daha elverişlidir. Bu gelişme, Türk göçlerinde ilginç bir gelişmeye sebep olur. Artık bazı ailelerde gurbete gidenler kadınlar, geride kalanlar ise kocalar, babalar ve ağabeyler olur. devamını gör..
HafızaNaum Şalamanov değil, Naim Süleymanoğlu!
Halterde küçük cüssesine rağmen kaldırdığı, sadece kiloya vurulacak cinsten ağırlıklar değildi. Kaldırdığı o ağırlıklar aslında hiçe sayılan Bulgaristan Türklerinin acılarıydı. Tüm dünyaya ilan edercesine; yer çekimine, Demir Perde’ye, sağır kulaklara inat en yükseğe taşıyordu halkının acısını ve çığlığını. devamını gör..
Hafıza1944 Ahıska Sürgünü: Son Tanıklar
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından 2019 yılında başlatılan "1944 Ahıska Sürgünü Sözlü Tarih Projesi: Sürgünün Son Tanıkları" isimli çalışma kapsamında hazırlanan 1944 Ahıska Sürgünü: Son Tanıklar isimli eser; Ahıska’nın son bin yılını özetleyen giriş bölümünden ve sürgünü tecrübe etmiş, günümüzde Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Gürcistan ve Özbekistan'da yaşamını sürdüren 75 Ahıska Türkü ile yapılan mülakatlardan oluşuyor. devamını gör..
HafızaBilge Ana Mevlüde Genç: Hayatı, Hayat Felsefesi ve Vasiyeti
Solingen faciasında yangının alevleri yüreğini sarmasına rağmen, acıyı içine atan Mevlüde Genç, geceleri ağladı, gündüzleri çocukları ve özellikle torunları etkilenip üzülmesinler, kimseye kin ve nefret beslemesinler diye gülümsemeye çalıştı. Bugüne kadar ağzından bir kez dahi kin, nefret ve intikam içerikli bir söz çıkmadı. devamını gör..
HafızaTatarların Kökenine Dair Teoriler
Finlandiya Tatarlarının tarihi, genel Tatar tarihinin bir parçasını teşkil eder. Bununla birlikte Finlandiya Tatarlarının ataları olan Nijniy Novgorod vilayetinden gelme Mişer Tatarlarının, diğer Tatar gruplarından farklılaşan bir tarihi olduğunu da göz ardı edemeyiz. devamını gör..
Hafıza"Gurbet Herkesin İçinde Taş Gibidir…”
Gurbeti hiç sevmemiştir ama bırakıp gidememiştir de. Tıpkı gurbeti birlikte paylaştığı yurttaşları gibi o da hep bir gün dönecek olmanın umudunu taşımıştır yüreğinde. devamını gör..
HafızaMilletinin terakkisine adanan bir ömür: İsmail Gaspıralı
Türk Dünyasının yetiştirdiği büyük reformcu, eğitimci, gazeteci, fikir ve aksiyon adamı İsmail Gaspıralı, ideallerini gerçekleştirmek için hayatta üç ana sacayağı belirlemişti. Bunlar eğitim, basın-yayın ve gazetecilik faaliyetleridir. Büyük bir dil ve kültür birliği idealiyle yola çıkan İsmail Gaspıralı, 1883’te yayın hayatına başlayan Tercüman gazetesiyle, Türk-İslam coğrafyasında Türk ve Müslüman üst kimliği çerçevesinde bir millî bilincin oluşması için büyük çaba sarf etti. Gaspıralı, Türkçenin farklı lehçelerini konuşan halkları ortak bir edebî dil etrafında birleştirip, tek bir ulus hâline getirmeye gayret etmiş ve fikirlerini “Dilde, fikirde, işte birlik” sloganıyla özetlemiştir. devamını gör..
Hafıza