Adres Türkiye
Salı, Ocak 2, 2024Dedem işte, elinden gelse bağ bozumuna, tarlada çayını kırkmaya gidecek, hepsi bir kenara bastonuyla dünyayı çevirecek. Ama tek yapabildiği 81 ilin ismini bulmacasında çözmek.
Kırmızı ve beyazın tarifsiz uyumu, yedi tepeli cam kenarı ve deniz manzaralı bir apartman dairesi… Kenarda köşede beş altı yaşlarında birkaç çocuk… “Oğlum akşam ezanı okunmadan evde ol!” Çocuk dediğime bakmayın; babası futbolcu olsun istiyor annesi doktor. “Eskiciii…” Annemin eskilerden kalma vatkalı bir gömleği var. Bahsettiğine göre halası Kapalı Çarşı’dan getirmiş. Halası mahalle kuaförüdür. Mahalledeki sohbetleri bir bir bilir, tabiri caizse mahalle muhtarı da denebilir.
Ayşe’nin eniştesinin dedesi Dolmabahçe Sarayı’nda Atatürk’ü görmüş. Demek ki Ayşe o yüzden her sabah 9.05’te dükkânı açar. Tabii 10 Kasımları çalışmazlar. Babam tatlıcıdır. Ramazan Bayramı için yedi tepsi baklava istediler mahalleden. “Benimki bol şerbetli olsun Tahir Efendi!” Yedi düvelin kahkahaları dönerdi iftar sofralarında. İnsanın içini kahkahalar mı sıcacık yapardı yoksa pide mi? Bilemedim. Şu duvarda asılı duran bağlama, buğday başakları arasında Doğan amcamın bağlaması. Pek merakı var türkülere. Askerde olduğundan duvarda duruyor. Masada yüzükoyun yatan gazetede dedemin bulmacası var. Bana işi düşüp gazete almaya göndereceği zaman “kınalı kuzum” diye seslenir.
Dedem işte, elinden gelse bağ bozumuna, tarlada çayını kırkmaya gidecek, hepsi bir kenara bastonuyla dünyayı çevirecek. Ama tek yapabildiği 81 ilin ismini bulmacasında çözmek.
Odadan gelen buram buram harmandalı müziği kardeşimin. Tutturmuş zeybek oynamayı öğrenecek. Zeybek oynamayı bilmeyen efe olmazmış.
Akşam için soframızın medarı iftiharı yaprak sarmasını pişirdi annem. “Parmaklarını yiyeceksin Aliye’m!” Bendeniz Aliye. Babaannem Kurtuluş Savaşı’nda şehit düşünce onun ismini vermişler bana. Aliye “yüce” demek. Vatan için ölmek ne yüce bir mevkiyse… Şu anda soba ateşinin yanına sokulmuş kalemimi defterimin üzerinde dans ettiriyorum. Kapı çalar. Amcası askerden gelmiştir. “Selamün aleyküm Aliye’m, ben geldim.” Amcama ayın yıldıza sarıldığı gibi sarıldım. “Amcacım! Ve aleyküm selam…”
Bağlar'ın son sayısını okumak için tıklayın
Bağlar'ın tüm sayılarını okumak için tıklayın.