"İlk Kitabım, Yazarlık Tespihimin İlk Tanesi; İmame Olacak Eseri ise Ancak Okur Belirler"

Perşembe, Eylül 26, 2024

Üsküplü yazar Mehmed Arif ile geçtiğimiz aylarda Soydaş Edebiyatı Destekleme Programı (SEDEP) kapsamında çıkan ilk kitabı Divanını Yakan Şair’i ve edebiyat yolculuğunu konuştuk.

Yazıya dair ilk bağı nasıl kurmuştunuz ya da yazma serüveninizi tetikleyen ne olmuştu? Başta yazıya dönük teşvik görmüş müydünüz?

Merak duygusu yüksek bir çocukluk evresi geçirdim. Etrafı, nesneleri, olayları, kelimeleri, telaffuzları, insanları, gökyüzünü, yıldızları, iç sesimi vs. gözlemeyi pek severdim. O yüzden okumaya, yazmaya, resim yapmaya, müzik enstrümanı kullanmaya, spor yapmaya bir hayli vakit ayırırdım. Özellikle kitap okuyup okuduklarımı zihin dünyamda hayale dökmeye bayılırdım. Çoğu zaman kitapta resmedilen dünyayı kendime daha yakın bulurdum, oradaki karakterleri de. Yüksek merak duygusu ve hayal etme arzusu beni daha fazla okumaya itti. Bunun neticesinde yazı yazma süreci gelişti. Ulaşabildiğim tüm Türkçe kitap, yayın, dergi, gazete ne varsa okumaya çalışıyordum. Okudukça Türkçeyle bağım gitgide kuvvetlenmeye başladı. Daha erken yaşlarda yaş seviyeme uygun eserlerin haricinde, anlamakta zorluk çeksem bile ulaşabildiğim akademik kitap ve ansiklopedileri de detaylıca okumaya çalışırdım. Böylesine şartları çetin bir coğrafyada ve ortamda Türkçeye tutunmak benim için çok önemliydi. Türkçeye dair sevgimi perçinleyen ilkokul sınıf öğretmenim Sibel Kâhil Hanım ve ortaokul Türk dili ve edebiyatı öğretmenim Nevin Ago Hanım oldu. Eğitim hayatım boyunca ailem de bu konuda beni her zaman destekledi. Yazı serüvenim şiir, mani ve denemeler ile başladı. Daha sonra çocuk hikâyeleri de yazmaya başladım.

 Dergiler sizin için ne anlam ifade ediyor?

Dergiler yeni yazarların yetiştiği, yeni fikir, düşünce ve aksiyonların neşvünema bulduğu dinamik mekteplerdir. Yahut bana göre öyle olmalıdır. “Eski”nin bir diğer değişle kadim bilginin yani “eskimeyen”in yeni usûl ve formlarda tecessümü noktasında dergiler büyük rol üstlenmektedir. Tabiri caizse dergilerimiz millî ve manevi değerlerimizin tüttüğü ocaklardır.

Okuduğunuz öykü/şiirlerde sizin aradığınız nedir daha çok? Sizi tatmin eden hususlar nelerdir bir yazıda ve yazarken hangi ölçütleri esas aldınız/alıyorsunuz?

 Okuduğum edebî metinlerde tasvirlerin ne derece başarılı kullanıldığına mutlaka dikkat ederim. Yazarın okuyucuyu metnin dünyasına çektiği, empati duygusunu yüksek tuttuğu ve sürpriz finali olan metin bana göre başarılıdır. Şiirde ise sadece kaliteli tasvir ve kurgu yetmez. Şiirin tamamı sürpriz bir final niteliğinde okuyucuyu etkilemelidir. Şairin kendisiyle, çevresiyle, evrenle ve Yaratıcı’yla kurduğu bağ ve derinlik mutlaka şiir kalitesine etki etmektedir. Ana dilini kullanma becerisi de çok üst seviyede olmalıdır. Naçizane bir hikâye, deneme veya şiir kaleme alırken bu bahsettiğim hususlara dikkat eder, zayıf yönlerimi geliştirmeye çalışırım.

Peki, öykü/şiirlerinizi besleyen damar nedir?

Divan edebiyatını çok severim. Bu edebiyatımızdan beslenen son dönem büyük şairlerimizin eserlerini de sık sık okumaya, onların fikir ve duygu dünyalarını anlamaya çalışırım. Sezai Karakoç, Necip Fazıl Kısakürek, Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal Beyatlı, İsmet Özel, Abdülfettah Rauf izlerini takip etmeye çalıştığım üstatların başlarında gelir. Onların şiirlerini okurken divan edebiyatımızın yansımalarını mutlaka görüyorum.

 Yayımlanan ilk kitabınız nasıl bir yolculuğun sonunda meydana geldi?

Divanını Yakan Şair isimli ilk şiir kitabım toplamda 33 şiirden oluşuyor. Bu ilk kitabım on yıllık bir şiir yolculuğumun izlerini taşıyor. Yeni baskısı yakın zamanda YTB’nin Soydaş Edebiyatı Destek Programı (SEDEP) destekleriyle Uzam Yayınları’ndan çıktı. Böylece Balkanlar’daki okurların ardından eser Türkiye’deki okurla buluştu. Divan edebiyatından aldığım zevk ve ilhamla şiirlerimi modern bir biçimde ele almaktayım. Şiirlerimde toplumsal, yerel, kavramsal ve evrensel meseleleri dile getirmeye çalışıyorum.

Yazmak için beklediğiniz bir an var mı, yoksa düzenli ya da sıkı çalışma sonucu mu şiir size gelir?

Şiir yazımında mutlaka zihin, ruh ve kalp frekansınızın gündelik karmaşadan uzaklaşması ve belli bir dinginlikte olması gerekiyor. Bunu başarmak hiç de kolay değil! Bu bağlamda; şair şiire gitmez, kendisini ancak şiire hâzır hâle getirir diyebiliriz. Bunun farkında ve çabasında olmaya gayret ediyorum diyebilirim.

 Farklı edebî türlere ne sıklıkla başvurursunuz? Diğer sanat dallarından beslenir misiniz?

Şiir dışında mutlaka hikâye, roman ve düşünce kitapları da okurum. Tiyatro, sinema, resim, müzik gibi sanat dallarından da kendime farklı estetik lezzetler devşirmeye çalışırım. Şair, zihin ve ruh dünyasını her daim genişletmek ve zenginleştirmek ihtiyacı içinde olmalıdır. Eksikliğinin, acziyetinin farkında olan her sanatçı sürekli bir gayret içindedir. Bu daimi gayret muhakkak ki edebî üretiminin kalitesini de yükseltecektir. Kendini kâmil bilen ise bitmiştir.

İlk kitabını yayımlayan bir yazar ne hisseder? Siz ne hissettiniz, bu hissinizin edebî yolculuğunuzdaki yeri nerede olacak? Bu kitap bir tetikleyici ya da sonraki çalışmalarınız için aşılması gereken bir eşik mi olacak sizce?

 İlk eserimin yayımlanmasından sonra duyduğum itminan duygusunu ifadeye kelimeler yetmez. Bu duygu seviyesi her daim peşinden koşulması gereken bir nokta gibi geldi bana. Uzun ve çetin bir düşünsel uğraşın ardından ödül olarak gelen haz her yazar için bir imtihandır. Kibre kapılmadan, dengeli bir tavır içerisinde iyi, doğru ve güzelin peşinde üretmeye devam etmek gerek. İlk kitabım, yazarlık tespihimin ilk tanesi; imame olacak eseri ise ancak okurlar belirler.

Kitapta sizin için en özel metin hangisidir ve o metnin yeri neden özeldir?

 Kitaba ismini üfleyen “Divanını Yakan Şair” isimli şiirimin bendeki yeri ayrıdır. Bu şiir, çetin bir zihin ve ruh çilesinin ürünüdür. Şimdilik bu kısa cevapla yetineyim. Sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederim. Nazik söyleşi davetiniz için teşekkür eder, tüm Bağlar okurlarına saygı, selam ve hürmetlerimi sunarım.


Bağlar'ın 6. sayısını okumak için tıklayın.
Bağlar'ın tüm sayılarını okumak için tıklayın.


İlgili Haberler

yurtdisi-vatandaslar
Yurtdışı Vatandaşlar

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı veya Mavi Kart sahibi 18-29 yaş aralığındaki

Cuma, 29 Kasım 2024

kardes-topluluklar
Kardeş Topluluklar

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın (YTB) çalışmaları sonucunda KKTC'nin kültürel ve tarihi zenginliklerini

Cuma, 29 Kasım 2024

telve
Telve

Nereye gidersek gidelim, kiminle olmayı seçersek seçelim, hangi teknolojinin hangi evreninde seyredersek seyredelim asıl müm

Perşembe, 28 Kasım 2024